" width="160" height="600" />
REKLAM ALANI

(160x600px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
" width="160" height="600" />
REKLAM ALANI

(160x600px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Samandağ Ayna Haber

ADD’DEN, MAHİR ÜNAL HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
ADD’DEN, MAHİR ÜNAL HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
581 views
28 Ekim 2022 - 10:58
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Merkezi, Harf Devrimi ile ilgili sözleri nedeniyle AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal hakkında suç duyurusunda bulundu.

ADD, “Mahir Ünal’ın sözleri, bir ifade özgürlüğü değil, Anayasa’mızın değiştirilemez maddelerine karşı bir suçtur. Aynı zamanda çıkarmaya muktedir oldukları dezenformasyon yasası kapsamında da suçtur, çünkü yalan bilgidir. Dolayısıyla Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz” dedi.

ADD Genel Merkezi 25.10.2022 tarihinde, Ak Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal ile ilgili yapmış olduğu suç duyurusunda; “ 1. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kurulan Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde iki dönem Kahramanmaraş ili milletvekili olarak görev yapan ve aynı zamanda Ak Parti Grup
Başkan Vekili olan Mahir ÜNAL tarafından Karramanmaraş Uluslararası 8. Kitap ve Kültür Fuarı’nda
yapılan konuşmada aynen;
“ Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmişti. ” ve “ Türkçe
ile bir düşünce üretemeyiz. ” sözleri sarf edilmiştir.
Burada, halkın kendi konuştuğu dili esas alarak yapılan bir devrim ayaklar altına alınmış, dünyada eşi
benzeri görülmemiş bir milli mücadele diğer değişimlerle kıyaslanarak küçültülmeye çalışılmış, kasıtlı
şekilde yanlış bilgi verilerek Cumhuriyet devrimlerinin Türk halkını yok etmeye yönelik bir hareket
olduğu söylenmiş, bir milletin asırlardır biriktirdiği kültür değerleri aşağılanmış, kasıtlı şekilde söylenen
yalanlarla Cumhuriyet değerleri ve devrim önderleri düşman gibi gösterilmiştir. Bu söylemde bulunan
kişi ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bir mensubu olduğunu, aşağıladığı ve küçük gördüğü devrimler
ve değerler sayesinde koltuğu işgal ettiğini unutmuştur.
2. Malumunuz olduğu üzere, 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar
Hakkında Kanun’unda;
” Madde 1 – Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan
veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukardaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2 – Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya
umumi veya umuma açık mahallerde yahutbasın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde
artırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine
teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır. ” denmiştir.
Bu kapsamda, ilgili kanunun 1. Maddesi uyarınca şüphelinin atılı suçu işlediği açık olmakla birlikte, bir
organizasyon kapsamında yapılan ve ulusal basında da yer alan işbu açıklama ile herkesin görebileceği
şekilde hakaret edildiği, dolayısıyla aynı kanunun 2. Maddesi uyarınca ağırlaştırıcı sebeplerin de
uygulanması gerektiği anlamına gelmektedir.
Bunun yanında, TCK’nın 301. Maddesinin 1. Ve 2. fıkrasında;
” Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. “
hükmü yer almakta iken, aynı kanunun 216. maddesinde;
” Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer
bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından
açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen
aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya
elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. ” düzenlemesi yer
almaktadır.
Bu haliyle, yukarıda bahsedildiği üzere, TBMM Kahramanmaraş Milletvekili tarafından yapılan açıklama
ile hem Türk Milleti hem de Cumhuriyet devrimleri alenen aşağılanmış, TCK’nın 216. Maddesinde
düzenlenen suç işlenmiştir.
3. Müvekkil Atatürkçü Düşünce Derneği adına suç duyurusunda bulunma
zorunluluğu, derneğin tüzüğünde yer alan kuruluş nedeninin verdiği sorumluluktan doğmaktadır.
Derneği Kuruluş Nedeni;
” Atatürk’ün bedensel varlığının artık aramızda bulunmamasından cesaret alan içteki ve dıştaki kimi
olumsuz güçler, O’nun yeni Türk Devletini yaratma doğrultusunda ilk adımı attığı 19 Mayıs 1919’un
üzerinden tam 70 yılın geçtiği bu günlerde, Atatürk devrim ve ilkelerine karşı, açık ya da kapalı
saldırılarını doruğa ulaştırmış bulunmaktadır. Bundan daha kötüsü, plânlı ve sinsi bir çalışma ile, o
devrim ve ilkeleri gelecekte yok etmek çabası içindeler.
Oysa Atatürk;
Sadece “bağımsızlığı tümüyle tehlikeye düşmüş Türk Ulusunu ve yurdunu emperyalist güçlerin
işgalinden kurtaran bir büyük asker “değildir. O, bunun çok daha ötesinde, örneğin siyasal, kültürel ve
ekonomik alanlar başta olmak üzere, her alanda bağımsızlığımızı yok edici ya da kısıtlayıcı olumsuz
bağları koparan;
Ulusal egemenliği gerçekleştirerek Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran;
Kişisel inançlara dokunmayarak, toplumumuzu Ortaçağ zihniyetinden ve şeriattan kaynaklanan “nakil”e
dayalı kurum ve kurallardan kurtarıp, sürekli biçimde çağdaş ve uygar bir ulus olmanın ve böyle
kalmanın yollarını gösteren , “akıl”a dayalı lâik düşünce, lâik hukuk ve lâik öğretim sistemlerini toplum
yaşamında egemen kılan;
Tüm özgürlüklerin ve insan haklarının sosyal Hukuk Devletinin ve çoğulcu demokrasinin yolunu açan;
Yüzyıllarca ikinci sınıf insan durumuna düşürülmüş Türk kadınını gerçek yerine yükseltip, eşit haklara ve
eşit onura sahip insan ve yurttaş yaparak yapay eşitsizlikleri kaldıran;
İçten ve dıştan kaynaklanan her tür sömürüye karşı çıkarak, halkın yalnız siyasal değil, ekonomik ve
sosyal alanda da gerçek efendi durumuna gelmesini ve tüm yurttaşların gönencini devletin varlık nedeni
ve amacı sayan;
Ulusal ekonominin girişimcilerin keyfine, yalnız kâr ve rekabet mekanizmasına göre başıboş biçimde
işlemesine değil, toplumun ve tüm yurttaşların gereksinimlerini karşılayacak biçimde devlet tarafından
yönlendirilmesini ilke olarak benimsemiş ve benimsetmiş olan;
Yurdumuzun yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden, Türkiye halkının yararlanmasını benimseyen ve kabul
ettiren;
Misak-ı Millî sınırları içinde “Türk’üm” diyen herkesin Türk olduğu ölçütünü getirerek, ırkçılığı
reddedip; yapıcı, olumlu ve çağdaş Türk Ulusalcılığını yaratarak, onu devletimizin temel ilkelerinden biri
yapan;
Her yurttaşın eğitimden, bilimden ve sanattan payını almasını, “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür
kuşaklar’ın yetiştirilmesini devletin başta gelen görevi yapan;
Kültür emperyalizminden kurtulabilmemiz ve eğitimin yaygınlaştırılabilmesi için yeni Türk harflerini
kabul etmenin yanında Türk dilinin arındırılması ve zenginleştirilmesini büyük bir toplumsal görev sayan;
Türk Ulusunun tarihini, çağdaş insan kökenine bağlayan;
“Yurtta barış, Dünyada barış” ilkesi ile devlet yaşamında ve uluslararası ilişkilerde kaba kuvveti, ırkçılığı,
saldırı savaşını mahkûm eden;
Dış politikada “Dünya uluslar ailesinin eşit haklara sahip onurlu bir üyesi olma” ölçütünü ve
“karşılıklılık kuralını” vazgeçilmez ilke yapan;
Bütün ulusların insanlık ailesinin bir parçası olduğunu vurgulayarak, insanlığın bütünleşmesi
düşüncesinin tohumlarını atan Çağdaş Devlet Kurucusudur.
Bu durum karşısında Atatürk devrim ve ilkelerinin, toplumsal sorunlarımızın çözümlenmesinde ışık
tutucu niteliğe ve yaratıcı güce sahip olduğuna inananlar, ” Atatürkçü Düşünce Derneği ” ni kurarak,
O’nun devrim ve ilkelerinin gelecekte de egemen olmasına katkıda bulunma ve onlara bekçilik yapma
zorunluluğunu duymuşlardır. ” denmek suretiyle işbu dosyada taraf olarak yer alınmasının nedeni
açılanmıştır.
TALEP VE SONUÇ : Yukarıda açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak sebeplere binaen;
şüpheli Mahir ÜNAL hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak, kovuşturma aşamasına geçilmesi için
kamu davası açılmasını talep ederiz. Saygılarımla”ifadelerine yer verdi. Haber – Foto: Ümit Dadük Sağaltıcı

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Anasayfa Sağ Bloka Esnek veya Sabit ölçülerde SINIRSIZ reklam alanını şablon olarak ekleyebilirsiniz. Şuan örnek olarak sadece 2 reklam kullanıldı.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.